13 Temmuz 2016 Çarşamba

Çocuklarda Yaş Aralığına Göre Oluşan Korkular

Sevgili ziyaretçilerimiz, korku, canlıların, görünen ve görünmeyen tehlikeler karşısında gösterdikleri doğal bir tepkidir. Korku, canlıyı uyaran ve kendini savunmasını sağlayan yararlı bir mekanizmadır. Canlı, kaçarak, saklanarak, gerektiğinde de mücadele ederek kendini korumaya çalışır.

Çoğu zaman yeni olan ve bilinmeyen her şey çocuğu ürkütür. Çocuk, birçok şeyi bilmediği için birçok şeyden de korkmaktadır. Çocuk genel anlamda olgunlaştıkça ve çevresini tanıdıkça korkuları azalmakta, farklılık göstermektedir.

9 ay - 2 yaş Arasındaki Çocuklarda Görülen Korkular;

* Anneden ayrılma,

* Yüksek ses,

* Büyük hayvanlar,

* Büyük objeler.

2-3 Yaş Arasındaki Çocuklarda Görülen Korkular

* Yüksek ses,

* Elektrik süpürgesi,

* Gök gürültüsü,

* Anne babadan ayrı düşmek.

3-4 Yaş Arasındaki Çocuklarda Görülen Korkular:

* Karanlık,

* Dilenci,

* Hırsız,

* Polis, asker

* Öcü,

* Hayvanlar,

* Kalabalık,

* Annesini kaybetmek,

* Anne babasından ayrı düşmek.

4-5 Yaş Arasındaki Çocuklarda Görülen Korkular

* Köpek,

* Düşüp yaralanmak,

• Karanlık,

* Vücudun bir yerinin kesilip kanaması.

5-6 Yaş Arasındaki Çocuklarda Görülen Korkular:

* Anneyi evde bulamamak,

* Hayalet,

* Cadı,

* Hortlak,

* Yangın,

* Hırsız,

* Filmler.

Korkan bir çocuk şiddetli ağlar, yüzünden korku ve şaşkınlık okunur.

Yukarıda da görüldüğü gibi 4 yaşında doruğa varan korkularda 5 yaşında azalma olur. 6 yaşında tekrar artar. Ara ara korkularda artma, azalma olur, yeni korkular oluşabilir.

Çocuklar, öğrenme deneyimleri yetersiz ve zihinsel açıdan yeterince olgunlaşmamış oldukları için çevredeki olup bitenleri doğru olarak değerlendiremezler. Gördükleri bir gölgeyi hayalet ya da canavar gördük diye söyleyebilirler.

Geleneksel eğitimde çocuğu korkutma, bir disiplin aracı olarak kullanılmıştır ve kullanılmaya da devam etmektedir. Bazı aileler, “Öcü gelecek seni yiyecek” vb. diyerek çocuğa istediklerini yaptırmaktadır. En sık başvurulan bir diğer metot, çocuğu polise, jandarmaya vb. vermekle, iğne yaptırmakla, sünnet yaptırmakla tehdit etmektir. Okullarda öğretmenler çocuğu korkutarak disiplin sağlamaya çalışmaktadırlar.

Annenin babanın korkusu varsa farkına varmadan söz ve davranışla korkularının çocuğa geçmelerine neden olmaktadırlar. Aşırı kollayıcı ve koruyucu tutum sergileyen aileler, çocuklarına çevrenin ve diğer insanların tehlikeli olduğunu aşılarlar. Bu tutum ve davranışlar çocukların problem çözmede zorlanmalarına, sosyal becerilerini geliştirememelerine, çevreyi tanımada zorluk yaşamalarına, kendilerine güven duygusunun yeterince gelişmemesine, ürkek ve korkak olmalarına yol açmaktadır. Gelişimsel olarak öğrenme merakı ile çevrelerini araştırmaya başlarlar. 2-3 yaşlarında da daha çok hareketlenirler ve hareket etmek ihtiyaçları da artar. Çocuk özellikle bu yaşlarda hareketlerinin kısıtlanması için engellenmeye ve korkutulmaya başlanmaktadır.

Yaşlara göre çocuğun tehlikelerden aşırıya gidilmemek şartıyla korunmasında, gözetilmesinde fayda vardır. 3 yaş çocuğunu daha çok gözetmek gerekirken, 4 yaştan ve sonrasında bu azaltılmalıdır. 5-6 yaşına gelmiş bir çocuğa bebek gibi davranmamak gerekmektedir.

Toplumsal olarak çoğunlukla kullanılan başka yöntemlerde vardır ve bunlar çocuğun korku ve suçluluk yaşamasına neden olur. Bunlar;

* Beni üzersen hastalanıp ölürüm, annesiz kalırsın. Üvey annen olur, oda seni döver.

* Başım senin yüzünden ağrıyor.

* Beni sinir hastası ettin.

* Anneni üzersen başına taş yağar, cehenneme gidersin.

Bunların sonucunda çocuk, annesini üzerse onun ölümüne yol açacağını vb. zanneder. İçten içe tedirginlik ve suçluluk duyar. Suçluluktan kurtulmak için de kendi kendini cezalandırma yöntemlerine girişir ve bu suçluluktan kurtulur, uslu durur ama tekrar yaramazlık yapar. “Allah” da bir korkutma aracı olarak kullanıldığında, çocuk “Allah”a karşı korku ve öfke geliştirir.

Ayrıca ailenin, tutum ve davranışlarında başka korkuya neden olabilecek faktörler de vardır. Gelişimsel olarak belli şeylerde korkan çocuklar bu yaş dönemlerinde korktukları şeyi yaşayabilirler. Ama çocuk gelişimsel olarak korkmasa bile yaşadığı travma onda korkunun başlamasına yol açar.

Travma, korkunun gelişmesine, artmasına, uzamasına yol açabilir. Bu travmalar;

* Kazalar,

* Yangınlar,

* Deprem,

* Hırsızlık,

* Yankesicilik,

* Su baskınları,

* Ev dışında korkutulmak,

* Kaçırılmak,

* Annesini babasını kaybetmek,

* Kavgalar,

* Boşanma,

* Ameliyatlar.

Korkuların atlatılmasında ya da atlatılamamasında aile tutumları çok etkili olmaktadır. TV’de çocuk kaçırılma olayını izleyen ve kaçırılacak diye çocuğunu hiç evden çıkarmayan anneler vardır.

Korkan çocuğun anne babası ne yapabilir?

1. Korkusu nedeniyle sert tepki vermemeli, korkusu önemsenmeli, anlanmalı, ayıplanmamalı, utandırılmamalıdır, alay edilmemelidir.

2. Korkusunun nedeni araştırılmalıdır.

3. Arkadaş ilişkileri geliştirilmelidir.

4. Oyun oynamasına fırsat tanınmalıdır.

5. Aşırı kontrolcü, baskıcı olmamalıdır.

6. Aşırı gevşek, kollayıcı bir tutum sergilenmemelidir.

7. Çocuğa süre tanınmalıdır.

8. Korktuğu şeyi yapması için zorlanmamalıdır.

9. Korktuğu şeyin yanına aile gitmeli ve korkulacak bir şey olmadığını çocuğa söylemelidir.

Anne baba tutumlarına ek olarak;

1. Çocuğun korkusunun hangi gelişim dönemiyle ilgili olduğu belirlenmelidir.

2. Korkunun öncesinde ne yaşandığı araştırılmalıdır.

3. Korkusu hakkında çocukla konuşulmalı ve rahatlatılmalıdır.

4. Korku yaratacak durum karşısında çocuğun çevresindeki kişiler ne yaptı, nasıl davrandı belirlenmelidir.

5. Korktuğu şeyle ilgili olarak çocuk bilgilendirilmelidir.

6. Çocukla ailenin iletişimi arttırılmalıdır.

7. Çocuğa güven verilmelidir.

8. Çocuğa sevgi ve ilgi gösterilmelidir.

9. Yalnız yatamıyorsa yanına sevdiği bir oyuncağı verilmelidir.

10. Karanlıktan korkuyorsa ışık açık bırakılmalıdır.

11. Korkmaya neden olabilecek TV programı, bilgisayar oyunu izlettirilmemelidir.

12. Korkuya neden olabilecek masal-olay anlatılmamalıdır.

13. Duygularını boşaltabilecek etkinliklerle ilgilenmesi sağlanmalıdır. Örneğin: Resim yapmak, oyun oynamak, toprakla ilgilenmek vb.

14. İlgisi başka konuya çekilmelidir.

15. Uykudan önce güzel hayaller kurması sağlanmalı, güzel hikayeler anlatılmalıdır.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder