Sevgili
ziyaretçilerimiz, bu makalemizde sizlere çocuklarda görülmekte olan gece
korkuları ve karabasan hakkında bilgiler vermeye çalışacağız. Öncelikle
konumuza çocukların gece korkularından bahsederek başlayalım.
Gece korkuları olan bir
çocukta öncelikle aşağıdaki durumlar görülmektedir:
- Yatmak istemez.
- Annesiyle yatmak ister.
- Saatlerce uykuya dalamaz.
Gece korkuları yaşayan çocuk; şımartılarak
ve gevşek disiplin uygulayarak aile ile uyumasına izin verilmiş, kural
konulmamış çocuklardır. Saatlerce uykuya dalamaz ise gerçekten bir şeyden
korkmuş olabilir. Anne-babanın cinsel yaşamlarına şahit olmuş olabilir. Çocuk
cinsel birleşmeyi babasının annesine saldırısı olarak algılar ve annesini
koruma isteğiyle gece uyuyamaz. Anne babanın kavgaları, anne veya babanın ara
sıra evden gitmesi gibi durumlarda da çocuk geceleri korkabilir. Çocuk anne
babaya aşırı bağlıdır, sürekli onların yanında olmasını ister ve onlara
sarılır, tutar, yüzünü okşar. Bu çocuklarda gece korkusuyla birlikte tırnak
yeme, tuvalete gitmek isteme, dışarıya-okula gitmek istememe, huysuzluk,
bebeksi tavırlar da görülebilmektedir.
Şimdi diğer konumuz olan Karabasan hakkında
bilgiler verelim.
Karabasan, uykuda gelen korkulara denir.
Gündüz yaşanan heyecanlı olaylar uykuda kendini gösterir. Çocuk uykusunda
sayıklar, ara sıra korkulu düş görür. Korkulu rüyadan sonra uyanıp anne
babasının yatağına sığınır. Çocuklar bu korkulu rüyalarını kullanıp “Anne
korkuyorum, ben sizin yanınızda yatayım” diyerek anne babasının yatağına
girmeyi alışkanlık durumuna da getirebilirler. Sık sık görülen korkulu rüyalar,
genellikle çocuğun yaşadığı gerilim ve kaygı belirtisidir. Çok korkutucu bir
rüyadan sonra çocuk sıçrayarak veya bağırarak uyanır. Şaşkın ve korkulu
gözlerle çevresine bakar. Bir süre rüyanın gerçek olup olmadığını anlayamaz.
Yatıştırılınca yeniden uyur ve ertesi gün korkulu rüyasını hatırlar.
Bazen karabasanda birkaç dakika ile yarım
saat civarında çocuk korkulu rüyadan sonra uyanmaz, yatağında oturur, gözlerini
korkuyla açar. Saçma sapan konuşur, anne babasını tanımaz. Yerinde debelenir,
ayağa kalkıp amaçsız dolaşır, kendisini yatıştırmak isteyen anne babasına tepki
verir. “Geliyor” diye bağırır. Çocuk uyanınca bir şey hatırlamaz. Olup
bitenleri bilmez. Uyanmazsa; çocuğun debelenme sırasında kendisini yaralaması
önlenmelidir. Aileyi korkutan bu durum çok seyrek görülüyorsa kaygı verici
değildir.
Gündüz yaşanan olaylar ve korkulu yaşantılar
uykuda da etkilerini sürdürürler. Örseleyici olaylar, kazalar ve yaşanmış büyük
korkular, başka etkileri yanında, hem yetişkinde hem çocukta uyku
bozukluklarına yol açar. Düş görme, gündüz çözümlenmemiş olayların bilinç
dışını sürekli uğraştırması sonucu ortaya çıkarlar.
Çocuklarda Uyurgezerlik Problemi
Sevgili ziyaretçilerimiz, bu makalemizde
sizlerle uyurgezerlik hakkında konuşacağız. Çocukluk çağında her yüz çocuktan
1-15’inde görülür. Erkek çocuklarda daha sık olur. Uyurgezerlik ergenlik
çağından sonra çok azalır veya tamamen kaybolur. Uyurgezerlik uykunun en derin
olduğu ilk üç saat içinde görülür. Çocuk yatağından kalkar ve evin içinde
dolaşır. Bu esnada konuşabilir ama söyledikleri genellikle anlaşılmazdır,
gözleri açıktır, bakışları donuktur, kapıları açmaya uğraşır, dolapları
amaçsızca karıştırır. Sonra kendiliğinden yatağına döner veya başka bir odada
bir yerde uyuyup kalır. Evin kapısını açıp sokağa da çıkabilir. Uyurgezerlik
yarım ila bir saat arasında sürebilir. Uyurgezerlik esnasında çocuk bilinçsiz
olmasına rağmen bir yere çarpmaz. Sabahleyin kalktığında ise hiçbir şey
hatırlamaz.
Uyurgezerlik uykunun en derin olduğu 3. ve
4. Dönemden çıkarken olur. Uyurgezerliğin görüldüğü gecelerin gündüzünde
çocukların daha gergin, stres altında kaldıkları görülür. Aile içindeki baskılar,
çatışmalar, okulla ilgili sorunlar uyurgezerliği artırır. Çocuk sık sık
uykusunda gezmiyorsa kapı ve pencereleri sıkı sıkı kapamak dışında bir önlem
almak gerekmez. Uykuda gezme 10-15 günde 1-2 kez görülüyorsa nedeni
araştırılmalıdır.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder