29 Haziran 2016 Çarşamba

Çocuklarda Yatağa İşeme Problemi

Sevgili ziyaretçilerimiz, bu makalemizde sizlere anne babaları oldukça zorlayan hatta zorlamakla da kalmayıp bazen canından bezdiren bir problem olan çocukların yatağa işeme probleminden bahsedeceğiz. Çocuklar tuvalet ihtiyacını giderebileceği yaşına geldiği halde yatağına işemekte ise bu durum çocuktaki uyum ve davranış sorunu olarak belirtilmektedir. Ve bu durum Enürezis olarak adlandırılmaktadır.

Enürezis (enuresis, enürezi), tekrarlayıcı nitelik taşıyan istem dışı işemedir. Çocuklarda sık, yetişkinlerde nadir görülür. Çocuk, 3–5 yaşları arasında idrarını gece gündüz kontrol edebilecek olgunluğa erişir. Bu yaşlardan sonra ayda en az iki kez gece yatağını, gündüz külodunu ıslatması bir bozukluk olarak değerlendirilmektedir. Mesane kontrolünün olmayışı nedeniyle gece işemeleri dört yaş sınırını aşıyorsa, gündüz işemeleri de üç yaşını doldurmuş olan bir çocukta devam ediyorsa, bu durum enuresis olarak değerlendirilir.

Çocuğun gelişim süreci içinde idrar kesesini boşaltmayı öğrenmesi dört aşamada oluşur. Birincisi, çocuk idrar kesesinin dolduğunu algılar ve onu annesine belli eder (1-3 yaş). İkinci olarak idrar kesesini kısa sürede boşaltmayı öğrenir. Üçüncü olarak da dolu olan idrar kesesini boşaltırken kontrol etmeyi öğrenir (4-5 yaşlar.) Dördüncü olarak idrar kesesi dolmasa bile istediği zaman idrarını yapabilmeyi öğrenmesidir.

İstanbul ili Ümraniye ilçesinde bir grup okul çocuğu üzerinde yapılan araştırmada enürezisi olan 334 olgunun 196’ sı erkek (% 58.7), 138’i kız (% 41.3) olup, enüretik olguların % 55.9’unun ailesinde yatak ıslatan birey mevcut olduğu bulunmuştur.

Altını ıslatan çocukların çoğunluğu bebeklikten beri hiç tuvalet eğitimi almadığı için veya yetersiz ya da baskıcı tuvalet eğitimi nedeniyle alt ıslatmaya devam etmektedirler. Bu duruma birincil enurezis denir. Çocuğun altını ıslatma nedenleri arasında özellikle geceleri altını ıslatıyorsa ve çocuk büyümüş olmasına rağmen altını ıslatmaya devam ediyorsa beldeki omurlarda açıklık olabilir. Bazen de anne çocuğa henüz tuvaleti kontrol edebilecek kas-zihin-sinir olgunluğuna gelmeden tuvalet eğitimi başlarsa bu çocuklar 4 yaşını geçmiş olmasına rağmen altlarını ıslatabilmektedirler. Katılımsal olarak çocuğun kas-sinir olgunluğu geç olabilmektedir. Bu durumda da alt ıslatma 5-6 yaşlarına kadar devam edebilmektedir.

İkincil enurezis tablosunda ise çocuk alışkanlığını kazanmış fakat en az 1 yıl sonra altını ıslatmaya tekrar başlamıştır. Çocuk tuvalet alışkanlığını kazandıktan belli bir süre sonra altını ıslatmaya devam ediyorsa duygusal bir gerilim yaşadığı düşünülmelidir. Anne çocuk arasında tuvalet eğitimi esnasında olumsuz bir etkileşim yaşanmış olabilir. Çocuk tepki olarak altını ıslatmaktadır. Çocuğun kendi kendini kontrol etme becerisi kazandırılmamış olabilir, dolayısıyla çocuk kendi bedenini kontrol edememektedir. Ya da çocukta stres oluşturan başka problemler olabilir. Stres oluşturan durumlar; kardeşin doğumu, taşınma vb. nedeniyle yer değiştirme, hastalanma, aile üyelerinden ya da yakınlarından birini kaybetme, okulda sürekli başarısızlık, güvensizlik, arkadaş edinememe, çocuklar tarafından dışlanma, bakıcı değişikliği, anne babanın boşanması olabilmektedir.

Altını ıslatan çocukların anneleri:

* Çok çalışan, çocuğa ayıracak zamanı olmayan anne,

* Kendine güvensiz sorumluluk almaktan korkan anne,

* Çok titiz, kuralcı, sıkı temizlik eğitimi uygulayan anne olarak sınıflandırılmaktadır.

Gece idrara çıkma ve özellikle tuvalet terbiyesini almış bir çocuğun tekrar gece altını ıslatmaya başlaması, kilo kaybı, büyüme geriliği ve cilt enfeksiyonları çocuktaki şeker belirtileri arasındadır. Bu nedenle çocuğun tıbbi muayeneden geçirilmesi gerekmektedir.

Yatağını ıslatan çocukların aileleri ve akrabalarının yarıya yakın bir bölümünde çocukluk yaşlarında aynı durumun bulunduğu saptanmıştır. Bu bulgu, yatağa işemede birçok etken arasında ailesel bir yatkınlığın varlığını göstermektedir. Ayrıca gece işemelerinin küçük bir bölümü (% 5’i) bedensel hastalıklar sonucu ortaya çıkarlar. Böbrekte ve boşaltım yollarındaki doğuştan bozukluklar, idrar yollarının yangıları başlıca nedenler arasındadır.

Epilepsi nöbetleri gece işemelerinin nedeni olabilir. Ayrıca bel omurlarında doğuştan açıklık olduğu durumlarda çocuk altını ıslatmakla birlikte belinden aşağısında bulunan sinirleri hissetmemekte ve dolayısıyla felç görülebilmektedir. Gece/gündüz işemeleri olan çocukların uykuları çok derindir. Derin uykuda idrar torbasının büzücü kasları gevşemekte ya da içten gelen işeme uyarılması, çocuğu uyandırmaya yetmemektedir. Bu çocuklar ertesi gün uyanınca hiçbir şey hatırlamamaktadırlar. Bu durum hatalı tuvalet eğitimlerinde görülmektedir. Çocuk kendi bedeninden gelen uyaranları algılamamakta ya da yanlış anlamaktadır.

Yukarıda sayılan bedensel nedenler ve gevşek tuvalet eğitimi dışında, yatağa işeme, büyük çoğunlukla ruhsal nedenlere bağlanır. Daha doğrusu, yapısal yatkınlık ve uyku derinliği gösteren çocuklarda ruhsal etkenler kolayca gece işemelerine yol açmaktadır. Gerçekten, ruhsal etkenlerin önemli payı olsa da, yatağa işeyen çocukların hepsi uyumsuz çocuklar sayılamazlar. Bu çocuklar içinde ağır davranış bozukluğu gösterenler olduğu gibi, çok uyumlu olanlar da vardır. Bunun için, ilkokul çağında sürüp giden gece işemelerinde, önce bedensel nedenlerin incelenip, ayıklanması doğru olur. Çocuk doktorunun muayenesinden geçen çocuk, daha sonra Çocuk Ruh Sağlığı Bölümü’ne götürülmelidir. Korkulardan, örseleyici yaşantılardan, ameliyatlardan sonra da gece işemeleri başlayabilir. İkinci Dünya Savaşı sırasında, bombalanan Avrupa kentlerinde, çocukların çok sıklıkla yataklarını ıslattığı gözlemlenmiştir. Bunun gibi, alışılmadık dayak ve cezalardan sonra başladığı da sık olur. Anne babanın çocuğu evde bırakıp yolculuğa çıkmasında, yani ayrılıklarda da işemeler sıklaşır. Kızıp öfkelenen kimi çocukların odanın ortasına işemeleri de bunun bir saldırganlık aracı olarak kullanılabildiğini kanıtlar. Anne baba yatağında yatan, yedirilen, giydirilen, başka bir deyimle, olgunlaşma olanağı verilmeyen çocuklarda da işeme sıktır ve uzun sürer.

Enürezis, çoğunlukla ergenlik çağına kadar kendiliğinden geçer. % 1 oranında da yetişkin çağa kadar devam eder

Yapılması Gerekenler

Enürezis, birçok nedenle ortaya çıkan bir durum olduğu için sağaltımında değişik yöntemler kullanılmaktadır. Enürezisin organik, biyolojik veya psikolojik bir nedeni olduğuna karar verilmeli, buna göre sağaltıma başlanmalıdır.

Önce aileye danışmanlık yapılmalı çocuğun işemesine karşı ailenin duygu, düşünce ve davranışları incelenmelidir. Örneğin, öfke, usanç, utanç duyabilirler ve çocuğu cezalandırır, utandırır, kardeşleri, arkadaşları ile kıyaslayabilirler.

Bazı aileler tam tersine enürezisi destekler bir tutum içine girebilirler. Çocuğu bezler ve sabahleyin bezini değiştirirken öper severler. Her iki tutumun da zararlı olduğu; cezanın da sevecenlikle ödüllendirmenin de doğru olmadığı açıklanmalıdır. Sabırlı ve anlayışlı bir yaklaşım, sorunun daha kısa sürede çözümünü sağlar. Azarlanıp ayıplanan çocuklarda, aşağılık duygusu gelişir. Sertlik ve utandırıcı cezalar, belirtinin uzamasına neden olur. Çocuğu aşağılamak, azarlamak, diğer kardeşlerle veya çocuklarla mukayese etmenin çocuk üzerinde "kendini olumsuz, değersiz, beceriksiz algılama ve suçluluk duygusu, aşağılık kompleksi geliştirme" gibi olumsuz sonuçlar, düşük benlik saygısı kişinin tüm sosyal ilişkilerine yansıyarak yaygın bir etki alanı oluşturur. Çocuğun arkadaş ilişkileri, okul başarısı, uyum düzeyi enürezisten nasibini alabilir. Özellikle yedi yaşından önce, çocuğun, gecede bir iki kez çişe tutulması yararlı olabilir. Uyku derinliğini azaltan ve sidik torbasını büzücü etki yapan bu ilaçların, dört ile altı hafta boyunca uygulanması gece işemelerinin yüzde 70-80'inde etkili olmaktadırlar. İlaç bırakıldıktan sonra da kazanılan alışkanlık bozulmamaktadır. Enürezis problemine yapılabilecek en yararlı yaklaşım danışmanlık hizmetidir. Danışma hizmetinin özelliklerini iki genel başlık altında değerlendirmek mümkündür. Yaklaşımlardan birincisi çocuğun korkuları, kişiliği ve kaygılarına yoğunlaştırılmış olan psikolojik tedavi sürecini içerir. Bu yaklaşımın amacı, çocuğun kişilik boyutunda yaşadığı zorlukların üstesinden gelindiği takdirde işeme probleminin de ortadan kalkacağı esasıdır. Danışmanlığın esas alındığı ikinci yaklaşım ise enürezis probleminin kendisidir. Bu yaklaşımda danışman, çocuğu ve aileyi cesaretlendirme noktasını hedeflemiştir. Genel davranışçı teknikleri kullanarak çocuğun kendine güvenini sağlamak ve suçluluk duygusundan arındırmak amacındadır. Danışman, çocukla anlaşarak belirli davranış çizelgelerini kullanmaya ikna edebilir. Gece işemelerinde kullanılabilecek haftalık davranış çizelgesi aşağıdaki tablo da görülmektedir.



Hiç yorum yok :

Yorum Gönder