8 Nisan 2016 Cuma

Yaramazlık Yapan Çocuklar Hiperaktif Çocuk Demek midir?

Sevgili ziyaretçilerimiz, günümüzde hiperaktivite kelimesi o kadar yaygın hale geldi ki çocuk azıcık koşacak olsa, sağda solda zıplayıp enerjisini boşaltacak olsa anne babalar hemen telaşa kapılıp "Yoksa bizim çocuk hiperaktif mi?" diye tedirgin oluyorlar. Oysa hiperaktif oldukları sanılan çocukların birçoğu ADHD değil, sadece yaramazdır.

Birçok çocuk, alt alta, üst üste sıkıştırılmış apartman hayatının verdiği bunalım sonucu koltuklar üzerinde koşmakta, yerlerde taklalar atmakta, yemek masasında bir türlü rahat oturamamaktadır. bu tür çocuklar, genelde ADHD değil, üzerindeki statik enerjiyi toprağa boşaltamayan yaramaz çocuklardır.
Zira ADHD'li çocuk, yaramaz çocuk değil, çok tuhaf davranışlı çocuktur. ADHD olan bir çocuk, Otistik Down Sendromlu bir çocuk gibi -belirtileri aynı olmasa da- psikolojik rahatsızlık taşır.

Hiperaktiflik Nedir?

Dünya üzerindeki birçok çocuğu pençesinde kıvrandıran bu rahatsızlığın Psikoloji literatüründeki adı, Attention Deficit and Hiperactivity Disorder'dır. Türkçeye ise Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu olarak çevrilmiştir. Hollanda' daki ailelerin yüzde 3'ü, Amerika'daki anne babaların yüzde %'i ve İngiltere'deki velilerin yüzde 1'i, çocuklarındaki bu rahatsızlıklarla mücadele etmektedir. Türkiye'de ise bu rakam yüzde 5'tir.

ADHD olan bir çocuğun davranışları, "normal" çocuklar gibi olmadığından, Avrupa'da bu tür çocuklar "engelli çocuklar" için açılmış okullara yönlendirilmekte, psikolog ve pedagogların yardımıyla eğitim sürecini tamamlamasına gayret sarf edilmektedir.

ADHD'nin belirgin özellikleri nedir?

ADHD'li bir çocuğun en belirgin özelliği, kendisini durduramayıp düşünmeden "her an" hareket halinde olmasıdır. Çocuk sanki üzerine yüklenmiş olan fazla enerjiden kurtulmak istercesine her an bir şey yapma, birilerine sataşma, ayağa kalkma, havaya zıplama veya oturduğu yerde elleriyle, ayaklarıyla hareket etme ihtiyacı içindedir. Çocuk, tıpkı pilli bir oyuncak araba gibi, yere koyduğunuz her an bir tarafa doğru gitmek için çırpınır. Hiperaktiflik diye bahsedilen şey işte budur. Yoksa çocuğun masum koşuşturmacasına ve annesini yormasına Hiperaktiflik demiyoruz.

Bununla birlikte, ADHD olan bir çocukta dikkat dağınıklığı mevcuttur. Örneğin, altı yaşındaki bir çocuk, normal şartlar altında dikkatini dağıtmadan 20 dakika boyunca kendini bir konuya odaklayabildiği halde, ADHD olan bir çocuk bunu başaramaz. Bir konuya odaklanmak istese de her an dikkati dağılır. Ya etraftaki bir şeylere yönelir ya aklına gelen bir şeyi yapmak için o anki ortamdan uzaklaşır ya da konuyla ilgisi olmayan o anda aklındaki bir soruyu sorar.

Ancak burada dikkat edilecek bir püf nokta daha vardır ki o da bazı dersleri (konuları) sevmemesi veya öğretmeni (anne babanın), çocukların seviyesine inmemesi ve bunun neticesi olarak çocuğun kendisini o derse (konuya) verememesi... Bunları, ADHD belirtisi olarak kabul etmiyoruz. Böyle bir durum çocuğun rahatsızlığı değil, eğitimcinin yetersizliğidir.

ADHD'li bir çocuğun yine de en belirgin özelliği hırçınlığıdır. O, her an herkesle kavga yapma ve sataşma potansiyeline sahiptir. Çevresiyle uyumsuzdur. Çevresindeki çocuklara verdiği zarardan dolayı arkadaş edinmekte zorluk çeker, bu ise ADHD'li çocuğu daha da hırçınlaştırır.

Çocuklarda ADHD Nasıl Oluşur?

Bir çocukta ADHD oluşmasının dört temel sebebi vardır. bunlardan biri, annenin hamileliği sırasında yaşadığı olaylardır. Doğumda çocuğun 2,500 gramdan daha az kilo ile doğması, annenin hamilelik sürecinin 32 haftadan daha az olması, annenin hamilelik sırasında sigara ve alkol kullanması ve ana rahminin fonksiyonlarını tam yerine getirememesinin doğacak çocuğun ADHD'li olarak doğmasına neden olduğu bilinmektedir.

Annenin hamileliği sırasında yaşadığı bu negatif tecrübelerin yanı sıra, bir de çocuğun doğduktan sonra kuralları olmayan, düzensiz bir ailede yetişmesi ADHD riskini artırır. Çocuğun aile hayatının kaos çiçinde olması, aile içinde kendini değersiz hissetmesi ve statüsünü bulamaması gibi durumların. ADHD davranış sapmasına neden olduğu bilinmektedir. Tüm bunlara ek olarak çocuğun erken yaşlarda televizyon ve bilgisayar (türevi) ile tanışmış olması ADHD riskini artıran etmenlerdir.

ADHD'nin sebeplerinden üçüncüsü ise çocukların tükettikleri gıdalarla ilgilidir. Özellikle kimyasal katkı ile tatlandırılmış, cips, çikolata ve dondurulmuş gıdalarla içerisine kimyasal boya katılmış meyve sularının çocukların bu rahatsızlığa yakalanmasına neden olduğu görüşü üzerinde durulmaktadır. Bununla birlikte, çocuğun yediği yiyeceklerde hormon bulunuyor olması da ADHD' yi tetiklemektedir.

Ayrıca ADHD'li çocuklar üzerinde yapılan araştırmalar gösteriyor ki bu hastalığın bir kısmı da genler vasıtasıyla anne babadan geçmektedir. ADHD olan bir anne baba büyük ihtimalle çocuğuna da bu hastalığı aktarmaktadır.

ADHD'nin Tedavisi Var mıdır?

ADHD'nin tedavisi vardır; ancak burada dikkat edilecek bir husus, anne babanın ADHD olan çocukların tedavisi için tercih edeceği yöntemdir. Birçok veli, hem kolay olduğu için hem de bazı doktorların yanlış yönlendirmesiyle ilaçla tedaviye başvuruyor.

Halbuki  şu an, Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu teşhisiyle ilköğretim çağındaki on binlerce çocuk gereksiz yere uyarıcı ve antidepresan ilaçlar kullanmaktadır. "Gereksiz yere kullanmaktadır" diyoruz; çünkü ADHD'nin tam bir teşhisi yoktur. Psikolojinin bugün ulaştığı nokta itibarıyla hiçbir çocuğa "kesinlikle sen ADHD'sin" diye teşhis konulamamaktadır. Konulan teşhisler daha çok ihtimal hesapları üzerinedir. Bu rahatsızlığın birinci boyutunun böyle olduğunu düşünürsek belki de gereksiz yere çocuklara bu türden ilaçlar vermenin ne kadar da vahim bir hata olduğu, gözler önüne serilebilir.

Bununla birlikte (muhtemel) ADHD teşhisi konulmuş çocuklara genellikle, uyarıcı özelliğe sahip "Ritalin" isimli ilaç verilmektedir. Ritalin, kokain gibi tesiri olan ve kırmızı reçeteyle satılan bir ilaçtır. bu ilaç, yerinde bir türlü duramayan çocuğu uyuşturup sakinleştirmeye yönelik bir özellik taşıdığı için birçok hekim tarafından tereddütlü ilaçlar listesinde yer almaktadır. Özellikle Avrupa ülkelerinde, çocuklara verilen uyuşturucu türevi ilaçların bağımlılık yaptığı ve etik olmadığı gerekçesiyle kullanımı giderek azalmasına rağmen (maalesef) Türkiye'de, bu konu hakkında yeterince bilgisi olmayan ailelerin ve [ne yazık ki] ihtiyatsız davranan uzmanların sayesinde bu tür ilaçlar çok rahatlıkla kullanılabilmektedir.

Ayrıca Houston Kanser Merkezi'nde 12 çocuk üzerinde Ritalin'in kanserle bağlantısına yönelik yapılan araştırmada, Ritalin kullanan çocuklardaki kanser riskinin, Ritalin kullanmayan çocuklara nispeten 3 kat daha fazla olduğu tespit edilmiştir.

Tüm bu faktörler göz önüne alındığında, kesin teşhisi bile henüz olmayan bu rahatsızlık için çocuğa erken yaşta uyuşturucu özelliği taşıyan ağır ilaçların verilmesini doğru bulmadığımızı belirtmeliyiz.

Avrupa'da ilaçlı tedavi yöntemi tavsiye edilmeyen ADHD için ilaçsız psikoterapi yöntemleri kullanılmaktadır.

Son Bir Tavsiye

Çocuklarında hiperaktiflik özellikleri gören/tahmin eden anne babaların sofralarına koydukları gıdalara göz atmalarını tavsiye ediyoruz. "Teknoloji" gıdası olarak adlandırdığımız suni gıdalar, kimyasal yöntemlerle dondurulmuş ve konserve ürünler, çeşitli kimyasal katkı maddeler, suni olarak tat ve koku verilmiş cips, şekerleme vb. gibi yiyecekler, kimyasal boyalarla renklendirilmiş ve sıkıştırılmış gaz ilave edilmiş içecekler... Bu tarz gıdaların çocuklarda bu ve benzeri rahatsızlıkları tetiklediği hatırdan çıkarılmamalıdır.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder