16 Mayıs 2016 Pazartesi

Montessori Eğitim Sistemine Göre Temeli Sağlam Bir Öğrenme Süreci

Sevgili ziyaretçilerimiz, öğrenmek için duyarlı dönem doğumda başlar. Bütün küçük çocuklar etraflarında konuşulan kelimeleri hafızalarına kaydederler.

Bazı çocuklar akademik becerileri öğrenmek için duyarlı döneme erken yaşlarda girerler. Bazıları ise büyüyene kadar ufacık bir ilgi bile göstermezler. Doğru bir yaklaşımla çocuğunuzun okuma yazma ve sayılarını öğrenme isteklerini doğal bir hevesle artırabilirsiniz. Bu makalemizde, çocuğunuzu kendi kapasitesi dahilinde ve uyum sağlayabileceği hızda nasıl geliştirebileceğiniz anlatılıyor. Bu gelişim doğru destek ve teşviğin olduğu, güzel örnek teşkil eden bir ev ortamında gerçekleşebilir.



Israrcı Anne Babalar

Öğrenme bir yarış değildir! Çocuklar kendi hızları doğrultusunda öğrenirler. Genelde anne babalar bunun için ısrar ettikçe çocuklar daha çok direnirler. Israrcı anne babalar çocuklarını, kendi yerlerine geçecek bir uzantıları gibi görürler. Eğer üç yaşında okuyabilen bir çocukları varsa, anne baba olarak işlerini iyi yaptıklarını düşünürler. Fakat çocuğumuz ileride derslere, öğretmenlere, kitaplara ve testlere tepki gösterirse neyi başarmış sayılırız ki?

Çocuklara Sesli Kitap Okumanın Faydaları

Çoğumuz küçük çocuklarımız için geniş ve çeşitli kitap seçenekleri sunarız. Yayınevleri güzel resimli, cazip ve zengin çocuk kitabı seçeneklerini bulundurmanın önemini gitgide daha iyi anlamaktadırlar. Bir kitapseverin söylemiş olduğu gibi, “Bütçemiz ne kadar kısıtlı olursa olsun, daima güzel kitaplar için verecek para bulmuşuzdur.”

Çocuğunuz kendi başına oturmaya başlar başlamaz, kucağınızda oturup resimli kitaplara bakmaktan ve siz hikâyeyi okurken dinlemekten çok hoşlanır. Çocuğunuz büyürken ona her gün kitap okuyun, sadece yatarken değil, her fırsatta okuyun. Onun en sevdiği kitaplara dikkat edin ve kitapları tekrar tekrar okusanız bile heyecanınızı kaybetmemeye çalışın. Çocuklar tekrar tekrar okunan kitapları özümserler.

Çocuklarla Sürekli Konuşun

Küçük çocuğunuzla ilgilenirken, yaptıklarınız hakkında onunla sürekli konuşun. Böylece davranışlarınız ile dil arasında bağlantı kurar. Bu da çocuğunuzun kelime hazinesini geliştirir. “Şimdi üzerini değiştireceğim.” ya da “Şimdi seni kucağıma alacağım. İşte böyle. Bak omuzlarıma kadar kaldırıyorum seni” gibi.

Çocuğunuz bir şey yaparken, gözlemlediğiniz şeyler hakkında onunla konuşun. “Herhalde çok susadın. Bugün çok fazla su içiyorsun.” “Toprağı tam bu çiçeğe göre kazmışsın. Şimdi çiçeği toprağa koyabilirsin.” Çocuğunuz ile açık ve net konuşun. Ne söylediğiniz belirgin olsun. “Buradaki bütün mavi düğmeleri diğer mavi düğmelerin yanına koy.” Çocuğunuz kelimelerin anlamını bilmese de bebek gibi konuşmaya gerek yoktur.

Çocuğunuzun sizi anlamadığını düşünmeyin. Basit kelimeler ve tabirler kullanın. Konuşurken çocuğunuzun gözlerine bakın. Gözlerine baktığınız zaman onun dediklerinizi anlayıp anlamadığını veya kafasının karışıp karışmadığını görebilirsiniz. Boş boş mu bakıyor? Çocuğunuz anlamamış gibi görünürse göstererek anlatın. Çocuğunuzun kavrayışı geliştikçe daha soyut kavramlar ve uzun cümleler kullanmalısınız. Yeni kelimelerle onu biraz zorlayın. Beraberce seyretmiyorsanız televizyon ve radyoyu kapatın. Gürültülü bir ortam, dil gelişimini engeller.

Çocuğunuz çok küçükken onunla kelime kullanmadan anlaşmaya çalışın. Hikayeleri ya da herhangi bir durumu anlatmak için pandomim yapın. Oynaması için çocuğunuzu da çağırın. “Diyelim çok büyük bir köpek yavrusu taşıyorsun. Bir at kadar büyük!”, “Diyelim ki sen gökyüzünde uçan bir kuşsun. Kanatlarını böyle çırp!” Aynı zamanda, büyük, uzun, hızlı, yavaş, gülmek, üzgün gibi kelimeleri de hareketlerle anlatabilirsiniz. Büyük çocuklar bile uzun süre bu oyundan hoşlanmaya devam edeceklerdir.

 Çocuklara Evdeki İsimleri Öğretmek

Çocuğunuza evdeki eşyaların isimlerini doğru bir şekilde öğretin. Çocuklar dil gelişimindeki kritik dönemlerinde yeni kelimeleri kolayca benimser ve anlamlarını öğrenirler. Ne kadar çok kelime öğrenirlerse o kadar iyi! Çocuğunuz bazı kelimeleri uydurursa veya doğru telaffuz edemese bile, siz ona anlamsız kelimeler söylemeyin. Sadece doğru kelimeleri kullanın. Çocuğunuzun anlayabilme ve bütün sesleri çıkarabilme yetisinin bu dönemlerde geliştiğini unutmayın. Örneğin, çocuğunuz önce “kedi” kelimesini öğrenir, sonra kediyi köpekten ayırt eder, Kedi ve köpeği nitelendiren diğer kelimeleri ise bundan sonra öğrenir. Sizin köpeğiniz “Minnoşun” bir kaniş ve komşunuzun köpeği “Tobinin” bir av köpeği olduğunu öğrenmesini örnek olarak verebiliriz.

Etrafınızda bulunan bildik hayvanların, kuşların, çiçeklerin, ağaçların, meyvelerin, sebzelerin, vücut organlarının ve evinizde bulunan diğer eşyaların adları üç aşamalı olarak Montessori dersleri ile öğretilebilir. Geniş kelime hazinesi, hayat boyu öğrenim için iyi bir temeldir.

Çocuğunuza Karşı Açıklayıcı Kelimeler Kullanın

Çocuğunuz etraftaki pek çok nesnenin ismini biliyorsa onun kelime hazinesini daha da geliştirmek için ne yapabilirsiniz? Öncelikle çocuğunuza bu nesnelerin ne işe yaradıklarını tarif ettirebilirsiniz. Daha sonra ona, nesnelerin oda da tam olarak nerede durduklarını ifade etmeyi öğreterek kelime hazinesini geliştirebilirsiniz. İlk olarak ana renkleri tanıtın (kırmızı, sarı ve mavi), sonra ikincil renkler (yeşil, turuncu, mor, kahverengi vb.) gelir. Daha sonra renklerin bilinen ara tonları söylenir (leylak, gül, pastel mavisi ve benzeri). En sonunda da renkleri uçuk pembe, koyu pembe, canlı sarı gibi tonlarıyla ifade etmeyi öğretebilirsiniz. Çocuğunuza ebatları ifade eden kelimeleri (büyük ya da küçük, uzun ya da kısa, ince ya da kalın), tat alma ile ilgili kelimeleri (tuzlu, tatlı, acı, ekşi) kilo ifade eden kelimeleri (ağır ya da hafif) ve benzeri kelime gruplarını da öğretmeye başlayabilirsiniz.
Çocuğunuz açıklayıcı temel sıfatları öğrenince ona daha büyük ve en büyük, daha uzun ve en uzun, daha yüksek ve en yüksek gibi karşılaştırmalı sıfatları da öğretmeye başlayın. Bu kelimeler, çocuğunuz bilişsel faaliyetlerle uğraşırken önemlidir. “Küplerden en geniş olanını göster! Sırada hangisi var?” gibi.

Çocukların Kelime Hazinesini Zenginleştirmek

Montessori öğretmenlerinin, çocukların kelime hazinelerini geliştirmelerine yardımcı olmak için üç aşamalı bir uygulamaları vardır. Çocuklar neneyi ve ismini bir arada görürse kelimelerin anlamlarını daha iyi öğrenebilirler. İşte çocuklara ara renkleri öğretmenin yolu:
İlk aşamada çocuğunuza turuncu renkli bir numune gösterin. Rengin ismini söyleyin: “Bu turuncu.” Şimdi çocuğunuza eşil renkli bir numune gösterin. Rengin ismini söyleyin: “Bu yeşil.” Son olarak çocuğunuza mor renkli bir numune gösterin ve “Bu mor” deyin.

İkinci aşamada dil gelişimi ve yaşadıkları ile ilgili bağlantı kurabilmesi için yardımcı olun. Bunu, ismini söylediğiniz bir nesneyi bulmasını isteyerek yapabilirsiniz. “Bana turuncuyu göster” gibi. Çocuğun turuncu renkli numuneyi göstermesi gerekir. Sonra “Bana moru göster” deyin. Bu defa da mor renkli numuneyi göstermesi gerekir. Eğer çocuğunuz yanlış bir şey söylerse aynı dersi tekrarlayın. İlk aşamaya dönerek, mor renkli numuneyi işaret edip “Bu mor” deyin. Aynı şekilde yeşil renkli numune için de “Bu yeşil” deyin.

Üçüncü aşamada, çocuğunuzun bir nesneyi, ismini söylemeden göstermesini isteyin. Renkli numunelerden birini gösterin ve “Bunun rengi ne?” diye sorun. Çocuğunuz “Turuncu” demelidir. Yanlış cevap verirse birinci ve ikinci aşamaları tekrar ederek dersi yeni baştan öğretin. 

Çocuklara Hikâye Anlattırın

Çocuğunuza bir dergiden ilginç bir resim seçip kesmesini söyleyin. Sonra resimdeki karakterler veya hayvanlar hakkında size bir şeyler anlatmasını isteyin. Yaşı biraz büyükse resim hakkında hemen bir hikâye anlatmaya başlayabilir. Söylediklerini düzenli bir şekilde elde ya da bilgisayarda yazın. Bilgisayarda yazarsanız büyük bir font kullanın. Her bir sayfaya bir cümle gelecek şekilde ve yazı sayfanın altında olmak koşuluyla düzenleyip çıktı alırsanız çocuğunuz resimler yapıştırarak sayfaları dilediği gibi süsleyebilir. Daha sonra kitap yapmak üzere, sayfaların kenarlarını delgeçle delin. Sayfaları üst üste koyun ve deliklerden kurdale geçirerek bir kitap yapın.

Kitap bitince çocuğunuzdan çalışmasının üzerine ismini yazmasını isteyin. Henüz ismini yazmayı bilmiyorsa bir işaret koymasını ya da isminin baş harfini yazmasını söyleyin. Böylece çocuğunuz kâğıda yazılan işaretlerle, söylene kelimeler arasında bağlantı kurmaya başlar.

Çocuğunuz konuşmak isteyince onu dinleyin; hikayede daha sonra ne olacağını sorarak onu konuşturabilirsiniz.

Çocuklarda Sorular ve Hisler

Çocuğunuz konuşunca onu dinlemeye hazır olun. Hikaye anlatırken hikayede daha sonra neler olacağını sorarak onu konuşturabilirsiniz. “Ayıcık, sandalyesine birinin oturduğunu nereden anladı?” “Sandalye kırılmıştı, onun için üstüne büyük birisi oturmuş olmalıydı.” Açık uçlu sorular, çocuğunuzun düşünceleri arasında bağlantı kurma kabiliyetinin gelişmesinde yardımcı olur. “Sen evimizin üzerinde uçan bir kuş olsan ne görürsün?” “Eğer … olsa ne olurdu?” gibi.

Çocuğunuzu hisleri hakkında konuşmaya teşvik edin. Dergilerden mutlu, üzgün, kızgın korkmuş, eğlenceli gibi, insanların değişik ruh hallerini gösteren fotoğraflar kesin. Bunları çocuğunuza göstererek fotoğraflarda hangi duyguların ifade edildiğini sorun. Sonra ondan kendi duyguları hakkında konuşmasını isteyin. “Korktuğun zaman nasıl hissediyorsun, ne yapıyorsun?” gibi. 

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder