Anne babalar yeterli gücü, dayanıklılığı ve sağlam bir kişiliği varsa, çocuklarının hayatın birçok tersliğine direnebileceğini bilir. Bu nedenle hemen akla o bildik sorular gelir: "Çocuğumun gücünü, dayanıklılığını ve kişiliğini geliştirmesine nasıl yardımcı olabilirim? Sorunları cesaretle karşılayıp çözmeyi nasıl öğretebilirim? Düş kırıklıklarının üstesinden gelmeyi nasıl becerebilir?"
Anne babaların en büyük isteği çocuklarının zorlukların üstesinden gelmeyi öğrenerek büyümesidir. Kişiliği şekillenmeli ve hatta zor durumlardan kolaylıkla sıyrılabilmeli, hatta efsanevi Anka Kuşu gibi, küllerinden yeniden doğabilmelidir. Soğukkanlılık, akıl ve mizah duygusu gibi, krizlerin üstesinden gelmeye yardım edecek çok sayıda özellik kazanmalıdır.
Anne babalar, mümkün olsa, çocuklarına en çok "sihir gücü" vermek ister. Zorluklarla karşılaştığında ve bu zorluklardan kurtulmak için ilk hamlede hiçbir çözüm yolu görünmediğinde, çocuğu kanatlandırıp o durumdan kurtaracak çok özel güç ve yetenekler! Oysa anne ve babaların çoğu böyle bir "sihirli güce" sahiptir, ama ne bunun ne de bu özel güç ve dayanıklılığı çocuklarına aktarabileceklerinin farkındadır. Nasıl mı? Tam da bu noktada gelişmenin ne anlama geldiğini bilmek gerekir. Gelişmeyi neler destekler, neler desteklemez. Bunların çoğunu anne babalar kendi çocukluk deneyimlerinden bilir. Yapmaları gereken sadece geriye dönüp hatırlamaktır.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder