24 Haziran 2016 Cuma

Basilli Dizanteri Hastalığı Tanımı Ve Tedavisi

Sevgili ziyaretçilerimiz, Amipli Dizanteri Hastalığı Belirtileri Ve Korunma Yolları başlıklı makalemizde başlığımızdan da anlaşılacağı Amipli Dizanteri hakkında bilgiler verdik. Bu makalemizde de bir diğer dizanteri hastalığı türü olan Basilli Dizanteri hakkında bilgiler vereceğiz.

Hastalığa adını veren “dizanteri” kanlı ishal anlamındadır ve hastaların belirgin olarak ateşi ve karın ağrısı vardır. Çomak şeklini taşıyan bakterilerle oluşan ve kanlı ishalle seyreden ve hijyen şartlarına bağlı olarak salgınlar oluşturan bir sindirim sistemi enfeksiyonudur.

Hastalık, mikroplar tarafından meydana getirilir. Nadir vakalar halinde bütün Türkiye’de vardır. Şartlar uygun olunca salgınlar da yapar. Dizanteri basilinin kaynağı insanlardır.

Hastalığın yayılmasında rol oynayan canlılar arasında en önemlisi ayakları ile basili taşıyan kara sineklerdir. Hastanın dışkısı ile atılan basiller tuvaletlerdeki karasineklerin ayakları ile besin maddelerine taşınır. Açık tuvaletlerin varlığı salgınlara neden olmaktadır.

Basilli Dizanteri Hastalığı Nasıl Bulaşır?

Hastalık, direkt temas veya su ve besin maddeleri ile dolaylı yoldan bulaşır. Direkt bulaşmada, hastanın ellediği kapı tokmakları, çatal, kaşık, bardak, havlu veya tuvalet musluklarından alınan basiller söz konusudur. Dizanteriyi hafif geçirenler, yatmaya ihtiyaç duymadan ayakta gezenler, hastalığı kolayca yayarlar. Bir insanda hafif hastalık yapan dizanteri basili, diğer bir insanda ağır bir hastalık tablosuna yol açabilir. Hastalığı hiçbir belirti vermeden geçiren dizanteri taşıyıcıları da vardır. Dolaylı bulaşmada besin maddelerinin mikropla kirlenmesi durumu görülür. Portör (hastalığı belirti vermeden taşıyan) satıcı, aşçı, garsonların ve diğer gıda ile uğraşanların basili bulaştırması ile ekmek, süt, salata, meyve gibi pişmeden yenen ve içilen maddelerden, hastalık kolayca alınmaktadır. Dizanteri salgınları yaz aylarında çıkar. Denize dökülen lağımlardan karışan basillerle plajlarda hastalığı almak mümkündür. Dizanteriye her cins ve yaştaki kişiler yakalanabilir. Çocuk ve yaşlılarda, diğer bir hastalığın nekahatinde bulunanlarda, dolaşım yetmezliği olanlarda, hamilelerde ve veremli olanlarda ağır seyreder. Hastalığın kuluçka süresi, ortalama olarak 3-6 gün arasında değişir.

Kuluçka döneminden sonra ani baş ağrısı, halsizlik, kusma, titreme ile ateş yükselir. Karın ağrısı ile birlikte ishal başlar. Hasta günde 10 kez ya da daha fazla sayıda tuvalete gider. Dışkı içinde kan, balgam ve cerahat vardır. Dışkılama, karın ağrısını takip eden burultuyla başlar. Şiddetli bir ağrı ile dışkılama devam eder. Bazen hasta tuvalete gidemeden yatağa dışkılar. Ayrıca, mide-barsak sindirim salgısında azalma olduğundan hazımsızlık da ortaya çıkar. Barsakta gaz vardır. İdrar yaparken yanma, bazen durdurulamayan hıçkırık vardır. Tansiyon, hastalığın ikinci günü düşer, nabız sayısı artar. Çocuklardaki dizanteri daha değişik seyreder. Çocuklarda sinir sistemi belirtileri fazladır, huzursuzluk, durgunluk ve havaleyle seyreder. Su kaybı belirtileri çoktur. Dışkıda balgam boldur. Dışkı yeşil renktedir. Dizanteri erişkinlerde 10-15 gün sürer. Kronikleşen dizanteri ise gelip geçici iyileşmelerle senelerce sürebilir.

Basilli Dizanteri Hastalığının Tedavisi Ve Korunma Yolları

Tedavi şekli ise hastanın yatak istirahatine alınmasıdır. Beslenmesi ayarlanır. Bol sıvı verilir. Posa bırakan gıdalar verilmez (sebze, meyve gibi). İshal, kusma ve ateşle seyreden hastalıkta, hasta yaşlı ise veya başka bir hastalığı daha varsa hastanede tedavi edilmesi gerekir.

Korunma aşamasında, hastalar karantinaya alınır, dışkı dezenfekte edilmeden tuvaletlere dökülmez. Dizanteri hastaları ve taşıyıcıları, besin maddeleri ile temas etmemelidir. Sular klorlanmalıdır. Sütler iyi kaynatılmalı ve pastörize edilmeli, çiğ sebze ve meyveler temiz ve bol su ile yıkanmalıdır. Salgınlar esnasında çiğ sebze ve meyve yememelidir. Besinler karasineklerden korunmalı, el temizliğine dikkat edilmelidir. Korunmada yaygın olarak kullanılan bir aşı yoktur. Korunmada toplumsal alt yapı ve hijyen şartları son derece önemlidir. İnsan çıkartıları ile su ve besin maddelerinin kirlenmesi salgınlara yol açacağından mutlaka uygun şartlar sağlanmalı , sular yeterince klorlanmalı ve gıda işi ile uğraşanların sürekli kontrolleri yapılmalı ve bir olgu saptandığında mutlaka çevresinde kaynak araştırması yapılmalıdır.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder