Montessori Sistemi Herkes İçin Uygun mu?

Sevgili ziyaretçilerimiz, bir süredir, Montessori Eğitim sisteminde yer alan fikirleri çocuklarınızın gelişim sürecinde hızlı ilerlemeler olabilmesi adına sizlere paylaşımlarda bulunduk. paylaşmış olduğumuz makalelerimizi evinizde uygulamak hoşunuza gittiyse, çocuğunuzu bir Montessori okuluna göndermek isteyebilirsiniz.

Montessori okullarının en belirgin özelliği, karşılıklı yardımlaşma ve saygıya dayanan bir ortam oluşturmasıdır. Burada her çeşit çocuk, öğrenmenin keyfine varır. Genelde kullanılan metot, çoğu çocuğun karakteri, mizacı ve öğrenme tarzı için "doğru" dur. Eğitimden beklentileri farklı farklı olan pek çok aile için uygun bir sistemdir. Anne babalar ile öğretmenler, çocukların eğitimi ve gelişmesi için ev ve okul arasında beraberce çalışırlar.



Program, çocuklara en iyi öğrenim fırsatını sunmak üzere dikkatlice şekillendirilmiştir. Bununla birlikte, başarı odaklı anne babalar Montessori yaklaşımını anlamakta zorlanabilirler. Bizler çocuklarımız için en iyisini istememize rağmen, Montessori metodu, pek çok okuldaki geleneksel düşünce sistemine alternatif bir yol olarak görünmektedir. Montessori' ye göre; çocuklar zeki, meraklı ve yaratıcı kabiliyetlere sahip olarak doğarlar fakat genellikle okullar ve bazı anne babalar, öğrenme sürecini doğal olmaktan çıkarıp stresli hale getirirler.

Sabahları çocuklarını okula geç getiren ve her gün aynı saatte okuldan alamayan, toplantılara katılmakta ve okul ile işbirliği yapmakta zorlanan, dağınık karakterdeki aileler, Montessori sistemine ayak uyduramayabilirler. İlginçtir ki aslında bu ailelerin çocukları, Montessori sistemine çok daha sıkı bağlanır ve sorunlarını bu sistemde çok daha kolay çözebilirler.

Çocuklar İçin Okul Seçimi Nasıl Olmalıdır?

Okulların çoğu Maria Montessori'nin felsefesine ve araştırmalarına bağlı kalmaya çalışsa da hepsi ilk Montessori okulunun açılmasından beri, yani 100 yıldan fazla bir süredir insan kültürünün değişiminden ve teknolojiden etkilenmiştir. Daha da önemlisi, Montessori adı bir metot ve felsefeyi temsil etse de ne telif hakkı ne bir lisans kurumu ne de bir şirketin sağladığı imtiyaz hakkı ile korunmamaktadır. Bunun anlamı şudur: teorik olarak dünyanın herhangi bir yerinde herhangi birisi bir okul açabilir ve bunu, ne kadar gerçekçi bir program uygulandığından haberimiz olmadan, Montessori olarak adlandırabilir. Bu durum, farkı bilenler için hem endişe hem de utanç vericidir. Böyle okulların çoğu, başarılı olamazlar ve batarlar fakat aynı zamanda insanların Montessori sisteminin etkilerini ve güvenilirliğini algılamalarına zarar vermiş olurlar.

Montessori sistemini uyguladığını iddia eden bir okulun güvenilir olup olmadığını gösteren kriterlerden birisi, profesyonel Montessori organizasyonlarından birine üye olup olmadığıdır. Bu organizasyonlar, Montessori okulu sertifikası alma olanağı da tanırlar. Bunu dışında birçok küçük Montessori organizasyonu da vardır. fakat bir Montessori okulunun, dışarıdan bir organizasyona bağlı olma ya da sertifika alma zorunluluğu yoktur. Bazı Montessori okulları hala bağımsız kalmayı tercih etmektedirler.

Montessori okulu seçerken sorulması gereken en önemli soru, çocuğunuz için nasıl bir eğitim istediğinizdir. Bütün çocuklar için doğru olan bir eğitim metodu yoktur. İdeal olanı, ailelerin kendilerine en uygun olan okulu araştırmalarıdır. Aile sadece çocuk ile belirli bir okul arasındaki uyuma bakmamalı, aynı zamanda ailenin eğitim anlayışı ve hedefleri ile okulun aileye sunabildikleri arasındaki uyuma da bakmalıdır. Anne babalar için doğru okulu bulmak, çocuk için doğru okulu  bulmak kadar önemlidir. Çocuk için yapılan seçimin, aile için de doğru olması gerekir.

Herkes için doğru olan okulu belirlerken gözlerinize, kulaklarınıza ve cesarete ihtiyacınız vardır. Hiçbir şey, kendi gözlem ve tecrübelerinizin önüne geçemez. Bir aileden övgü dolu yazılar alan bir okul, bir başka aile için tamamen yanlış olabilir. Sizin aileniz için ise mükemmel bir seçim olabilir. Başka anne babalarınkinden ziyade, kendi tecrübelerinize güvenin. Sonuç olarak Montessori okulunun seçilmesi, kişisel bir tercih meselesidir. bir okulu ziyaret ettiğiniz zaman kendinizi görünüş itibarıyla sevgi dolu bir ortamda hissedersiniz ve çocuğunuzun bu ortamda mutlu ve başarılı olabileceğini açıkça görürseniz bu okul büyük bir ihtimalle, kafanızı karıştıran ve güvensizlik hissi veren okullardan çok daha iyi bir seçim olur.

Şimdi sizlere Montessori eğitim sisteminin tarzını anlatan birkaç bilgi verelim;

Montessori Tarzı

Montessori sisteminden memnun olan aileler, çocuk eğitimi ile ilgili aşağıdaki noktalar üzerinde görüş birliği içerisindedirler.

• Zeka dahilere mahsus değildir : Her çocuk doğuştan zekidir. Küçük yaşta doğru uyaranlarla, mantık yürütme ve problem çözme yetenekleri geliştirilebilir.
• Eğitimde en önemli dönem : Hayatın ilk altı yılıdır.
• Çocukların ihtiyacı olan şey, kendi kendilerine yetebilme ve bağımsız hareket edebilme becerilerini geliştirebilmektir.
• Sınavlar ve yarışlar, çocukları iyi eğitmek için etkili yöntemler değildir. Bir çocuk, okulunu güvenli, heyecan verici ve eğlenceli olarak gördüğü zaman çok daha iyi öğrenebilir.
• Öz saygı, öz güven ve yetkinlik hissi ile yeni bilgiler öğrenip kendini geliştirme arasında doğrudan bağlantı vardır.
• En iyi öğrenme metodu, öğrenilen şeyi bizzat tecrübe ederek, günlük yaşamda uygulayarak ve problem çözme becerisi olarak kullanarak öğrenmektir.

Çocuğunuzu Montessori Okullarına Gönderirken Nelere Dikkat Etmelisiniz?

"Yapılacak şeyler" listenizin en başında, çocuğunuzu yazdırmak istediğiniz okulu ziyaret etmek ve sınıflarına girmek olsun. 30 dakikalık veya bir saatlik bir derse misafir olarak çok şey öğrenirsiniz. Öncelikle ders saatinde çocukları izlemek için izin alın. Eğer zamanınız varsa bir grup toplantısını gözlemlemek için bekleyin ya da çocukların bir gününün aşağıda sıralanan bölümlerini izlemek için daha sonra tekrar uğrayın:

• Montessori sınıflarında arka arkaya sıralanmış sıralar göremezsiniz. Öğretmen kürsüsü ve tahta da yoktur. Ortam, çocukların birbirleriyle rahatça konuşup çalışabilecekleri şekilde düzenlenmiştir. Sınıftaki eşyalar çocukların boyuna göredir.
• Sınıflar aydınlık, sıcak ve davetkar olmalı; bitki, evcil hayvan, resim, müzik CD'leri ve kitaplarla zenginleştirilmelidir. Sınıfın baş köşesi, merak uyandırıcı eğitim materyalleri ile cazip hale getirilmelidir. Maketler, haritalar, tablolar, uluslararası ve tarihi objeler, sınıf kütüphanesi, sanat köşesi, küçük bir doğal müze ve çocukların yetiştirdiği hayvanlar örnek olarak verilebilir. bir okul sınıfında bilgisayar ve bilimsel materyaller de bulunmalıdır.
• Sınıflar, müfredatta yer alan çeşitli derslere göre düzenlenmiştir. Okuma, edebiyat, gramer, yaratıcı yazı, doğru telaffuz ve el yazısını işleyen dil gelişimi; matemaik ve geometri; günlük yaşam becerileri; bilişsel gelişim egzersizleri ve bulmacalar; coğrafya, tarih, fen, sanat, müzik ve beden. Her ders için bir ya da daha fazla raf, dolap, üzerinde çeşitli materyallerin sergilendiği masalar kullanılmalıdır.
• Her sınıf kendi seviyesine uygun Montessori materyalleri ile donatılmalıdır.
• Montessori ana sınıflarında, az sayıda da olsa oyuncak bulunur. Fakat oyuncaktan çok, eğitim materyallerine yer verilir. Bu materyaller, çeşitli yaş gruplarındaki çocukların gelişim kabiliyetlerine, ilgi alanlarına ve ihtiyaçlarına uygundur. Bunlar çeşitli eğitim ve öğretim metotlarının uygulanmasını, çocukların etraflarını keşfetmelerini ce çeşitli zorluk seviyelerinde zihinsel faaliyetlerinde bulunmalarını sağlarlar.
• Her sınıf, ders verdiği yaş dönemi için Montessori sertifikası olan bir öğretmen tarafından yönetilmelidir. Ayrıca her sınıfta ikinci bir Montessori sertifikalı öğretmen ya da yardımcı bir öğretmen bulunur. Öğretmenler, belli bir süre için sadece bir ya da iki öğrenciye yoğunlaşarak tavsiyeler verir, yeni bir konu öğretir ya da sessizce sınıf çalışmasını izlerler.
• Montessori programında her sınıfta, değişik yaş gruplarından çocuklar bulunur. Küçük yaşlardan başlayarak aralarında üç yaş fark olan çocuklar aynı sınıfta toplanırlar. İdeal bir Montessori sınıfında kız ve erkek öğrenci sayısı dengelidir. Her sınıfta ortalama 25-30 kişi olsa da üç yaşına kadar olan çocukların bulunduğu sınıfların mevcudu daha azdır.
• Öğrenciler sınıfa serpiştirilmiş bir halde ya tek başlarına ya da bir veya iki kişilik gruplar halinde çalışır.
• Çocuklar kendilerini güvenli ve rahat hissederler