26 Mayıs 2016 Perşembe

Çocuklarda Özgüvende Denge Nasıl Sağlanmalıdır?

Sevgili ziyaretçilerimiz, özgüven, bir çocuğun girişimci olması ve kendini ifade edebilmesi için gerekli olan, bu yüzden de büyük önem taşıyan temel bir duygudur. Özgüveni olan çocuklar kendilerine bir hedef belirleyip o hedefe giden yolda motivasyonlarını yüksek tutabilir ve hayat yolunda büyük başarı gösterebilirler.

Buna karşın özgüven eksikliği yaşayan çocuklar birçok konuda isteksiz davranır ve yapamayacakları, beceremeyecekleri hissiyatıyla hareket ederler. İsteksizliğin ardından da yapılması gereken bir şeyi bir başkasından bekleme duygusu geliştirirler. Böylece zaman içerisinde yeteneklerinin gelişmesini engellerler.



Çocuklarının başarılı ve mutlu bir hayat sürmesi her anne-babanın hayalidir. Hedeflerini gerçekleştirebilecek bir çocuk yetiştirmek için anne-babaların nelerin özgüveni arttırdığını, nelerin özgüvene zarar verdiğini bilmeleri çok faydalı olacaktır.

Özgüven eksikliği yaşayan çocuklar birçok konuda isteksiz davranır ve yapamayacakları, beceremeyecekleri hissiyatıyla hareket ederler. İsteksizliğin ardından da yapılması gereken bir şeyi başkasından bekleme duygusu geliştirirler.

Çocuklarda görülen eksikliklerin birçoğunda olduğu gibi özgüven eksikliğinde de anne-baba tutumunu gözden geçirmek gerekir.

Özgüven, Kendini Beğenmişlik midir?

Kendini beğenmişlik ile özgüven birbirinden farklı iki kavramdır. Kültürümüzde kendini beğenmişlik, kibirlillik sevilmez, doğru bulunmaz. Ancak ebeveynler farkında olmadan çocuklarının egolarını besleyebilir; onlarda kendini beğenmişlik duygusunun yeşermesine, narsistik eğilimlerin ortaya çıkmasına, kibir damarlarının kabarmasına sebep olabilirler. Çocuklarını severken "Sen önemlisin, özelsin. Herkesten üstünsün" gibi ifadelerle doğrudan onun kişiliğini överlerse çocuklarda abartılı bir güven oluşabilir, yapay bir kendini beğenmişlik gelişebilir. Çocuk kendisinin özel olduğuna, herkesin kendisine özel davranması gerektiğine inanır ve buna göre hareket etmeye başlar. Örneğin herkesin sırada beklemesi ona doğal gelirken kendisinin beklememesi gerektiğini düşünür. Her şeyin kendisine özel olarak sunulmasını bekler. Başkasının hakkına saygı göstermenin şart olmadığına inanır. Çocuk büyüdüğünde de bu bakış açısını devam ettirir. Böyle kendini beğenmiş kimseler iş hayatlarında büyük başarılara imza atabilirler; ancak çevreleri bu kişilere mecbur oldukları ölçüde katlanır, mecbur olmadıkları noktada onu yalnız bırakırlar. nitekim kibirli kimselerin en çok yakındıkları şey de yalnızlıktır.

Aslında bu tür benmerkezci, narsistik eğilimler her insanda doğuştan vardır; ancak insanın bunu terbiye etmesi gerekir.

Özgüven sahibi bir birey ise, narsistik eğilimi olanlardan farklı olarak, sahip olduğu olumlu ve olumsuz yönlerinin farkına varıp kendini olduğu gibi kabul eder; kendini diğer insanlardan ne üstün, ne de eksik görür.

Özgüven sahibi bir çocuk yetiştirmenin en önemli kriterlerinden bir tanesi çocuğun kişiliğini övmemek ise bir diğeri de çocuğun kişiliğini eleştirmemektir.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder