9 Mayıs 2016 Pazartesi

Montessori Eğitimine Göre Çocuklar Araştırmayı Ve Öğrenmeyi Çok Severler!

Sevgili ziyaretçilerimiz, çocuklar, keşfetme arzusuyla dünyaya gelirler. Etrafı gözlemlemesi ve doğadaki mükemmel dengeyi hissedebilmesi için onu destekleyin.

Maria Montessori bütün çocukların küçük birer bilim adamı gibi davrandıklarını gördü. Çocuklar iyi gözlem yaparlar. "Böyle olursa ne olur" diye sormaktan geri durmazlar. Çevrelerinde olup biten her şeyi sınarlar. Örneğin "Şu oyuncağı yemek sandalyesinden atarsam ne olur?" ya da "Yatakta su ile oynarsam ne olur?" diye merak ederler. Büyüdükçe keşfetme istekleri gelişerek devam eder. gitgide daha maceracı olurlar. Hatta bu maceracılık ruhu, bahçede çamurdan pastalar yapıp oturma odasında solucan çiftliği kurmaya kadar varır. Hayal güçleri olağanüstüdür. Çocukları daima keşfetme ve hayal etme yönünde teşvik edin. Güzel ve şaşırtıcı şeyleri keşfetmesinde yardımcı olun.


Çocuğun Bakış Açısı

Çocuğunuzun dünyasının yere çok yakın olduğunu unutmayın. Hayata onun bakış açısıyla bakın. Onun dünyada yavaş adımlarla yürüdüğünü de unutmayın. Bir süre için onun peşine takılın. Bu sırada onun dikkatini çeken her şeyi durup incelemeye hazırlıklı olun, bu bir uğur böceği ya da çiçek olabilir. Bir şeylerin başında durup oyalanırsa sabırsızlanmayın. Ona ayak uydurun.

Çocuklar birilerinin bir şeyler anlatmasından çok, kendileri bir şeyler yaparak daha iyi öğrenirler. Bu kural, özellikle çocuklar küçükken geçerlidir. Fakat daha büyük çocuklara, hatta erişkinlere bile uyarlanabilir. Çocuklar sadece etraflarındakini öğrenmezler, öğrenmeyi de öğrenirler. hiç bir kitap, ırmak kıyısındaki büyüleyici dünyayı veya çürümüş bir kütüğün altındakileri yakından görüp incelemek kadar öğretici değildir. Kitaplar ve benzeri materyaller, çocukların etraflarındaki uyaranları ve tecrübelerini zihinlerine yerleştirmelerinde yardımcı olur. Fakat öğrenmenin temeli, doğrudan gözlem ve pratik yaparak atılır.

Dış Dünya

Çocuklar dışarıda olmaktan hoşlanırlar. Etrafta dolaşmaya, ağaçlara tırmanmaya, böğürtlen toplayıp at kestanesi biriktirmeye bayılırlar. Evlerinin bahçelerindeki bitkilere bakmaktan ya da tavşan, ördek ve tavuk gibi küçük hayvanları beslemekten çok hoşlanırlar. Ormanda aileleriyle yaptıkları yürüyüşler, dere kenarında oynadıkları oyunlar, sahil boyunca yürüyüş yapıp deniz kabukları aramak, zihinlerinde hayat boyu hatırlayacakları güzel anılar bırakır.

Çocuğumuz dışarıdaki hayata, büyük bir ihtimalle, onu pusete(gerektiğinde kolay taşınmak üzere kırılıp kapanabilen, hafif, elle sürülen, küçük çocuk arabası) koyarak ya da sırtınıza alarak yaptığınız kısa gezintilerle başlayacaktır. Büyüklerin dünyasıyla tanışması için ona yeterli zamanı ayırın. Çok küçük bebekler bile dışarıdaki sesleri fark ederler. Üzerlerinden geçen bulutları, bahçedeki çiçeklerin renk ve kokusunu, yaprakları hışırdatan rüzgarları hissedip özümserler. Her mevsimin ayrı bir güzelliği vardır. Çocuğunuza karları yarıp çıkmış güzel bir çiçeği, bir deniz kabuğunu ya da ilginç bir yaprağı işaret ederek gösterin. Çocuğunuz büyüdükçe etrafta dolaşırken tanıdık şeyleri elinizle gösterin.

"İşte babaannenin evi! Bak ne kadar güzel çiçekler yetiştiriyor!" ya da "Ayşegül, ağaçtaki şu kuş yuvasını görüyor musun? Bir gün gelecek, kuşlar yumurtalarının üzerine yatacaklar. Sonra yavruları doğacak!" diyebilirsiniz. Kışın karda hayvanların ayak izlerini gördüğünüz zaman, "Burada acaba kim yürümüş?" diye sorun.

Gezegenin Hostesleri

Montessori, çocukları içinde yaşadığımız dünyanın hostesleri olarak görür. Yağmur ormanları, buzullar, hatta büyük şehirlerdeki küçücük doğal alanlara özen gösterip bakmayı öğrenmek zorundadırlar. Çocuğunuza yaşama saygı duymayı öğretin. Hepimiz hayat ağının bir parçasıyız. Hayatta kalmak için, doğadaki hassas dengeye ihtiyaç duyarız. Örneğin genelde çocuklara çocuklara çamuru "kirli" olarak algılamaları öğretilir. Bu kelime çoğumuza pis şeyler hatırlatır. Onlara bereketli toprağa ve toprağın can verdiği yaşamlara saygı duymayı öğretin.

Yaşayan her canlıya şefkatle yaklaşmamız gerektiğinin üzerinde kuvvetle durun. Yaprak ve çiçekleri amaçsızca toplayıp etrafa saçmasınlar. Ara sıra yabani çiçek toplayıp kurutmanın yahut bir süre yaşaması için vazoya koymanın bir sakıncası yoktur. Fakat aşırıya kaçmamak gerekir. Çocuğunuza yeryüzünde narin ve saygılı adımlarla yürüyerek sadece ihtiyacı olan şeyleri alması gerektiğini öğretin.

Çocuğunuza orman ve çayırlardan istediği gibi yararlanmasını fakat bunu yaparken arkasında hiçbir şey bırakmadan temizlemesini söyleyin. Çöpleri hiçbir zaman etrafa atmaması gerektiğini öğretin. Etrafta çöp görürseniz yerden toplayın ve atacak uygun bir yer bulana kadar yanınızda taşıyyın. Bu, özellikle şişeler, kırık camlar, teneke kutular ve plastik torbalar için geçerlidir. Çöpler sadece etrafın kötü görünmesine sebep olmaz, aynı zamanda hayvanlara da zarar verebilir. Teneke kutuları ve kırık şişeleri güvenle toplayıp taşımak için eski bir çuval kullanabilirsiniz. Çocuğunuz büyüyünce ona, etraftaki çöpleri toplaması için kendi torbasını verin.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder